Tıp dünyasında gelişen teknoloji çoğu hastalığı olduğu gibi koroner arter hastalığının da tedavisinde büyük kolaylıklar sağlıyor. Minimal Bypass yani minimal invaziv cerrahi girişim, komplikasyon riskini ve yatış süresini minimuma indiriyor. Küçük kesi Koroner Bypass yöntemi hem tedavinin konforlu geçmesini sağlıyor hem de iyileşme süresini kısaltıyor. Minimal Bypass cerrahisinin öncü ismi Özel Ortadoğu Hastanesi, minimal invaziv bypass cerrahisi hakkında merak edilen her şeyi sizler için anlattı.
Açık kalp cerrahisinin hastalar üzerindeki iyileştirici etkisi kadar vücut bütünlüğünü bozmasına bağlı olarak iyileşme süresini uzattığı bilinen bir gerçek. Bu yüzden küçük kesi ile koroner Bypass ameliyatları hem doktora hem de hastaya büyük avantajlar sağlıyor.
Koroner arterler veya başka bir deyişle kalbimizi besleyen damarlarda yaşanan bozukluklar koroner kalp hastalığının oluşmasına sebep olur. Kalbi besleyen damarlarımızın yüzeylerinde kolesterol ve benzeri yağ içerikli plakların birikmesi, damar çeperine tutunarak zaman içerisinde tıkanıklıklara yol açması çoğu insanın maruz kaldığı bir sağlık problemi. Bu durum kalbin yeterli düzeyde beslenebilmesine engel olur ve sonuç olarak kişi koroner kalp hastalığı ile karşı karşıya kalır.
Tedavi metoduna karar verirken birincil seviyede önem vereceğimiz konu hastalığın hangi düzeyde olduğudur. En uygun tedavi yöntemine karar verirken damar çeperlerinde oluşan plak birikiminin ne seviyede olduğu, yeri, hastanın genel sağlık durumu ve yaşı gibi çok sayıda faktörün göz önünde bulundurulması gerekir. Eğer tıkanıklık kritik seviyelerde ya da birden fazla damarda yaşanıyorsa Koroner Bypass’ı tercih etmek gerekebilir.
Küçük bir kesi ile gerçekleştirilen Bypass operasyonunu gelin yakından değerlendirelim. Klasik açık kalp ameliyatlarında hastanın göğüs kemiği 15 ila 20 santimetrelik bir kesi ile açılır. Kalbe bu noktadan giriş sağlanır. Bu operasyonlar iyileştirici etkisinin yanında hastanın yaşamını olumsuz yönde etkileyecek pek çok durumu da beraberinde getirir. Bilhassa 65 yaş ve üzeri kişiler ya da başka kronik hastalıkları bulunan genç yetişkinler açık kalp ameliyatını tolere etmekte zorlanabilirler.
Bu aşamada devreye giren minimal bypass yöntemi hayat kurtarıcı bir etkiye sahip. Minimal invaziv yöntem ile gerçekleştirilen bypass operasyonunda kalbe, meme altından açılan küçük bir kesi ile ulaşılır. Kemik bütünlüğüne ve hastanın vücut direncine herhangi bir zarar verilmez. Minimal bypass cerrahisinde koroner kalp hastalıklarının tedavisi etkin ve başarılı şekilde gerçekleştirilir. Klasik açık cerrahi yöntemle kıyaslandığında çok sayıda avantajı vardır.
Açık kalp operasyonlarına kıyasla çok daha minimum seviyelerde kanamaya sebep olan bu yöntem, kronik hastalıkları olan ya da 65 yaş ve üzeri olup risk grubunda yer alan hastalarda büyük avantaj sağlamaktadır. Açık cerrahiye göre çok daha az ağrı yaşayan hastaların iyileşme süreleri de çok daha hızlı tamamlanır.
Bütün minimal invaziv girişimlerde olduğu gibi minimal bypass cerrahisinde de hasta minimum enfeksiyon riski ile karşılaşır. Aynı zamanda hastanede ve yoğun bakımdaki yatış süresi de son derece kısadır. Bu da kişinin komplikasyon riskini azaltan bir başka unsurdur. Açık kalp cerrahisine kıyasla hasta normal yaşantısına, sosyal hayatına ve işine çok daha hızlı dönmektedir. Sonuç olarak psikolojisi de olumlu yönde etkilenir.
Küçük kesi ile gerçekleştirilen bypass tedavisinden yararlanabilecek hasta grubu son derece geniştir. Hastanın vücut bütünlüğüne zarar vermeyen ve fizyolojisi üzerinde diğer yöntemlere kıyasla son derece az olumsuz etki riski taşıyan bu operasyon her geçen gün daha popüler bir tedavi haline geliyor. Bilhassa riskli grup olarak tanımlayabileceğimiz, kronik hastalıkları bulunan genç yetişkinler ile 65 yaş ve üzeri hastalar için en uygun tedavi seçeneği olarak minimal bypass öne çıkıyor.
Doktorlarımız
Blog
İletişim
